bir erkekle ilk sevişmem

Bir erkekle ilk seviştiğim o geceyi hiçbir zaman unutamıyorum.Bundan on yıl önceydi. O zamanlar Köln`de çalışıyor, Bonn yakınında oturuyordum.O akşam işyerinde uzunca kalmış son metroya yetişmiştim. Metroya bindiğimdebindiğim kompartımanda benden başka hiç kimse yoktu. Yolum uzun olduğu içingazetemi çıkarttım okumaya başladım. 2-3 dakika sonraki durakta genç bir erkekdaha bindi. Metro daha yeni kalkmıştı ki birden ayağa kalktı, „hay aksi galibayanlış bindim“ dedi kendi kendine. Benim okuduğum gazetenin Türkçe olduğunufarkedince yanıma doğru geldi ve sordu: „Ben Brühl’e gidecektim, galiba yanlışbinmişim. Biliyor musunuz, bu saatten sonra nasıl ulaşabilirim Brühl“e dedi.„Ben de tüm metrolari gösteren bir kitap var yanımda, oturun ona bakayım“ dedim. „Sağolun“ dedi, karşıma oturdu. Benden enaz 15 yaş daha genc, 25 yaşlarında, 1.85 boylarında, atletik vücutlubir genç adamdı. Üstünde dar bir blucin ve bedenini saran kısa kollu beyaz birgömlek vardı. Bu sıcak yaz akşamında gömleğinin düğmelerini nerdeyse göbeğinekadar açmıştı. İçine atlet giymemişti., sık ve yoğun kapkara göğüs kıllarıgömleğinden fışkırıyordu. Anlaşılan ağırlık çalışıyordu, pazuları gömleğininkısa kollarına hapsolmuştu sanki. Kolları da kıllıydı. Bileklerinin kalınlığıbenimkinin nerdeyese iki misliydi. Elleri kocaman parmakları kalın ve küttü. Metro kitabında Brühl sayfasını bulunca, “buldum” dedim ve ona gösterdim. Gözgöze geldik. Yemyeşil gözleri o esmer suratında son derece çekiciydi. Kömürsiyah saçları, üç dört günlük sakalı , üst dudağını kapatan gür ve kalın siyahbıyıkları vardı. Duakları etli ve kalındı. Bakışları bıçak gibi deliciydi,karşısındakinin gözlerine çivi gibi çakılıyordu. İlk defa böyle bir duyguyu yaşıyordum. Kendi cinsimden birine karşı ilk kez birelektriklenme yaşıyordum. (Uzun yıllar birlikte yaşadığım sevgilimden ayrılalıiki üç ay olmuş ve yanlız yaşıyordum. Bu süre icinde günlük flörtlerin dışındahiçbir kadınla ilişkim olmamıştı. Ayrılığın yarattığı psikolojik yıkıntıyıatlatmak için kendimi işime vermiştim.) Kitaptaki metro baglantılarını incelerken arada bir başımı kaldırıp beni bu ilkbakışta etkileyen genç adama bakıyor, sonra yeniden kitaba dönüyordum.Bacakları oldukça kalındı ve kaslı olduğu belli oluyordu. Beli inceydi.Pantolonun üst kısmı oldukça dardı. Iri taşakları apış arasında waşingtonportakalı gibi duruyordu. Fermuarı her an patlayacak gibi gerilmişti. Genç adam bu gece sokakta kalmıştı. “Maalesef Brühl`e artık hiçbir vasita yok”dedim. ”Bakın” deyip kitabı uzattım. Çevik bir hareketle yanıma oturdu. Kitabıgörebilmek icin bir kolunu omzuma attı. Ben de kitabı göstermek için onasokuldum. Baldırlarımiz ve bedenlerimiz birbirine yapışmıştı birden. Benim deüstümde ince bir tişört vardı. Bedeni ateş gibi yanıyordu. Onun bedenindenbedenime geçen ateş beni heyecan kasırgasına boğmuştu, konuşamaz olmuştum.Kitabı daha iyi görmesi için onun kucağına koydum. Kitabı alttan tutan sağelimim sırtı pantolonundan fişkırmak istiyen yarağına ve taşaklarına değiyordu.Bundan korkunç hoşlanmıştım. Bu kitaba bakma hiç bitmesin istiyordum.. Kitapta gösterdiğim sayfayı inceledikten sonra sağ elini kitabın üzerine sertbiçimde koydu, „Desene sokakta kaldık“ dedi. Elini kitabın üzerine bastırınca kitabın altındaki elim de cinsel organlarına yapışmış, onların ateşiyleyanıyordu. O da sanki bundan hoşlandığımı farketmişcesine elini kaldırmıyordu.Yarağının hızla sertleştiğini hissediyordum. Birden utanma duygusunu atıp kitabın altındaki sol elimi tersine çeviriptaşaklarını avuçladım. Hiç tepki göstermeyince iyice cesaretlendim ve„endişelenmeyin, bu gece bende kalırsınız, evde yanlızım nasıl olsa“ dedim.„Gerçekten mi, rahatsız etmeyeyim“ dedi. Ben de “ne rahatsızlığı, sabah benlebirlikte çıkar gidersiniz Brühl`e” dedim. “Peki” dedi. İneceğimiz durağa gelenekadar kompartımanda hiç kimse olmadığı için öyle sarmaş dolaş sohbet ettik. AdıYılmaz, soyadı Erkek`ti: Yılmaz Erkek. Adı bile kışkırtıcıydı: Yılmaz Erkek!İlticacıydı, ama ilticası henüz onaylanmamıştı. Mersinliydi. Türkiye`den gelelihenüz dört ay olmuştu ve Almanya`da kimsesi yoktu. Üniversite üçten ayrılmıştı.Askere/savaşa gitmemek icin kaçmıştı. O anlatıyor ben de onun bedenine yapışmışsoluk almadan dinliyordum. Sol elim baldırlarını ve apış arasını okşuyor, aradasırada taşaklarını ve iyice sertleşmiş yarağını pantalon üzerinden fafif hafifsıkıyordum. Hoşuna gidiyor olmalıydı ki buna hiç tepki göstermiyor, o tok erkeksesiyle anlatmaya devam ediyordu.Metro sarsıldıkça bazen başı başıma çarpıyor etli dudakları ve sert bıyıklarısol kulak mememe ve altından boynuma değiyordu. Bir ara iyice cesaretlenipbedenimi bütünüyle onun bedenine doğru çevirip sağ elimi de gömleğinin açıkyakasından içeri sokup kaslı ve kılli göğüslerini ve karnını okşamaya başladım.Buna verdiği tepki, konuşmaya devam ederken omzuma attığı sağ elini kalçalarımdave baldırlarımda hafif hafif sıkarak bedenimde gezdirmek oldu. Cinsel olarakiyice uyarılmış ve onunla sevişmeyi arzular olmuştum. Başımı onun kıllı göğsüneyaslamış dudaklarımla bedenine hafif buseler dokundurmaya baslamıştım ki, birdenbeni o iri kollarıyla iyice sarmalayıp sıktı ve kulağıma ateşten soluğunuüfleyerek fısıldayarak “Hiç bir erkekle yattın mı” diye sordu. O demir kollarıarasında zevkten iyice mest olmuş biçimde adeta inleyerek “hayır” dedim ve “yasen” diye sordum. “Üniversiteyden politik nedenlerle cezaevinde 5 ay yattım, sonüc ay dört-beş kez ibne siktim “ dedi ve okşamaya devam etti. “Ben bu yönümükendim de hiç bilmiyordum. Galiba biseksüelim” dedim. Sol bacağımı onun sağbacağı üzerinden iki bacağı arasına atmış kucağına çıkmıştım neredeyse. O irieliyle kalcalarımı sıkarak okşuyordu. Pantolonumun bel düğmesini açtım, elinibelimden kalçalarıma doğru donumun içine sokup parmaklarını göt deliğimedeğdirmeye başladı. Kulağıma eğildi ve “benimle sevişmek istiyor musun?” diyesordu. Hırıldayarak “evet evet, sonuna kadar” dedim.. Birden o iri dudaklarınıdudaklarıma bastırıp, emercesine öpmeye başladı. O da pantalonun önünü açmıştıben de donunun üzerinden onun yarağını sıkıyordum. Yarağının suyu donunu aşıpavucumu ıslatmıştı. Birden metronun durduğunu farkettik, pencereden dışarıbaktım. “Gelecek durakta inmeliyiz” dedim. Ayrıldık, derlendik toplandık. Vedurakta indik. Bu saatte otobüs yoktu ve eve kadar 20-25 dakika yürümek yerinehemen eve ulaşıp bu beni büyüleyen genç erkekle bir an önce sevişmekistiyordum, hem de deliler gibi sevişmek istiyordum. “Taksiye binelim” dedim vemetro istasyonu önündeki taksiye bindik.Takside arka koltuğa şöför anlamasın diye birbirimize mesafeli bir biçimdeoturmuştuk. Ama ben dayanamadım sol elimi onun iri taşaklarına attım, o ateştentopu avuçlayarak yavaşca sıkmaya başladım. 4-5 dakika sonra eve geldik. Sessizceeve girdik. “Tepe ışıklarını yakma ben salondaki yer lambasını yakayım” dedim.Salona geçtik. Daha lambayı yakmadan beni kendine doğru çekti ve hırsla öpmeyebaşladı. Arada sırada dudaklarımı bırakıp, dudaklarını boynumda gezdiriyor,sakalı firça gibi yanaklarıma ve boynuma batıyor ve bu sertlikten hoşlanıyordum.Bu çılgınca öpüşme sırasında ellerimiz boş durmuyor ben onun gömleğini o benimtişörtümü çıkarıyordu. Ben onun iri cüssesi yanında, kollarının içinde ufacıkkalmıştım. Omuzları son derece genişti ve hafif kıllar vardı. Arada öpüşürkenayaklarımın yerden kesildiği de oluyordu. Öpüşürken kollarım o iri bedeninisarmaya yetmiyor, taş gibi etli ve kaslı gögüslerine yapışmış , parmaklarımı gür saçlarında, ensesinde, sırtında, belinde gezdiriyordum. O hızla birbirimizinpantalonlarını da çıkarmış her ikimiz de külotla kalmıştık. Bir ara öpmeyibıraktı, “Susadım, soğuk su versene” dedi. Önce yer lambasını yakıp mutfağagittim. Su şişesiyle salona döndüğümde onu kütüphanenin önünde kitaplarıincelerken buldum. Salonun hafif işığında o müthiş erkek bedeni son derecekışkırtıcıydı. O iri, kaslı ve kıllı sert bedeninin üzerinde sadece küçük, dar,beyaz file tanga bir silip vardı. Taşaklarının ve yarağının ihtişamı iyicebelli oluyordu. Tangası taşaklarını ve yarağını zor zaptediyordu. Taşakları iribir waşington portakalı gibiydi ve yan yatmış biçimde sertleşmiş yarağının irisoğan başı tangasının filesini zorluyordu. O verdiğim suyu yavaş yavaş içerkenben de kıllı bedenini, bacaklarını, taşaklarını ve yarağını okşadım. Bardağıkütüphane rafına bırakıp odanın ortasına geçti iki bacağını açıp kollarınıensesinin arkasında kavuşturup, “Al bakalım arzuladığın bu erkek bedeni senin”dedi. Müthiş etkileyici idi. “Öyle kal geliyorum” dedim. Gittim yere sırt üstüiki bacağının arasına yattım. Yukarı doğru baktığımda futbolcu baldırları,silipini zorlayan taşakları ve yarağı, kıldan kilim gibi göğsü müthişgörünüyordu. Ellerimle bacaklarını okşayarak yukarı doğru kalkıp baldırlarınıöpmeye başladım. Ellerimle sert kalçalarını sıkarak yüzümü yarağına vetaşaklarına yapıştırdım ve koklamaya başladım. Yarak bitimindeki kılları silipinfile deliklerinden fışkırıyor yüzüme batıyordu. İç gıcıklayıcı bir kokuydu.Erkek kokusuydu bu. Yüzümü taşaklarına gömmüş, burnum yarak bitimi kıllarınıkoklarken ellerimle de o sert göğüslerini sıkıyordum. Göbeğinden başlayarak öpeöpe yükseldim ve tekrar dudaklarımız birleşti. Beni yine o demir kerpetenebenzeyen kollarına almış ve havyanca öpmeye başlamıştı. Bir ara nefes alamazolduk durdu. “Lavabo nerde” dedi. Lavaboyu gösterdim. Biraz sonra içerden duşsesi geldi. O duş alırken bir meyve tabağı hazırlayıp iki kadeh şarap koydum.Biraz sonra geldi. Banyodaki yüz havlusuyla kurulanmış daha sonra onu belinesarmıştı. O küçük beyaz havlu bedeninin üzerinde minnacık kalmıştı. Sol bacağıtümden dışardaydı. Dikelmiş yarağı havluyu ön tarafta açılmış şemsiye gibiyapmıştı. Yan durduğunda vücuduna 90 derece açıyla duran yarağının ihtişamı veonun altında iri top gibi ağır ağır sallanan taşakları görünüyordu. “Sen birazmeyve yerken ben de bir duş alayım” dedim. Duşumu aldım, zaten son derece zayıf olan sakallarımı hızla iyice traş ettim. Veüstüme bir tanga silip giydim. Göt deliğim tümden açıkta idi şimdi. Benimonunkinin yanında ufacık kalan yarak ve taşağımı görmeden götten benisikebilirdi. Salona girdiğimde onu sedirin üstünde yüz üstü uzanmış bir biçimdebuldum. Havluyu atmış çırılçıplak kalmıştı. Yer lambasının ışığı tam kalçalarınavurmuştu. Bacaklarını açıp yatmıştı. Apış arasında o iri taşakları siyahkılların arasında ışıkta parlıyordu. Gidip yanına oturdum bacaklarını,baldırlarını, kalçalarını, belini, sırtını okşamaya başladım. Hala yaşadığım ana inanamıyordum, acaba rüya mı görüyorum diye soruyordumkendime. Ama okşadığım o iri, kıllı ve kaslı beden son derece gerçekti. O bedenikoklamaya ve öpmeye başladım. Birden bir devin uyanışı gibi hareket ederek döndüve sırt üstü yattı. O devasa yarağı ve iri taşakları tüm görkemiyle önümdeduruyordu. . Işık tam da onların üzerine vuruyordu. Birkaç dakika o dikelmiştitreyen yarağı, o sık maki ormanı gibi kılları ve iri taşakları seyrettim. Toksesiyle “Al ye onları hepsi senin artık” dedi. “Onların dilinden anlarsan müthişkonuşurlar, zevkten uçururlar kendilerini konuşturanı” dedi. Bir elimletaşaklarını avuçladım diğer elimle yarağını tam bitiminden tuttum. Yarağınıtutan elim zor kapanıyordu. Yarağının eni 5-6 santim, boyu ise 20 santimcivarındaydı. Yarağında iri damarlar iyice şişmis, yarağının başı iri bir soğanolmuş, parlıyordu. Bel deliği iyice aralanmış oradan şeffaf bir sıvı gelmişti. Osıvının kokusu da iç gıcıklayıcı idi. Eğildim dilimin ucuyla o sıvıyı ve beldeliğini yaladım. Sonra yarağıni hafif hafif öptüm, yarağının soğan başını burundeliklerime, yanaklarıma, kulak memelerime, göğüs meme uçlarına sürttüm. Sonrayavaş yavaş önce o iri soğanı ardından taşlaşmış şeker kamışı gibi duran yarağıağzıma alıp yalamaya ve emmeye basladım. Müthiş güzel bir tat ve duyguydu. Benimöpme, okşama, yalama ve emmelerim karşısında o da inler olmuştu. Zevk aldığında“oh müthişsin” diyerek olumlu tepki veriyor, bu da beni iyice kudurtuyor, dahabir hırsla yalıyor ve emiyordum. Bütün bedeninin titrediğini hissedince durdum.Boşalmamalıydı, bu gece sonsuza kadar sürmeliydi. Biraz ara verdik. Üzüm yiyipbir kaç yudum şarap içtik. Sonra yatağa uzanıp sevişmeye başladık. Şimdi bedenimi öpme ve yalama sırasıondaydı. Önce beni yüzüstü yatırıp taşaklarını ve yarağını kalçalarıma bastırıpsırtımı okşamaya ve masaj yapmaya başladı. İri parmaklarıyla yaptığı masajdacanım hem hafifce acıyor hem de onun erkek gücünü hissettiğim için müthiş zevkalıyordum. Arada kollarıyla beni kaldırıp sırtımı kıllı göğsüne bastırıyor,başımı çevirip dudaklarıma gömülüyordu. Dili ağzımın içine girip dilime sertdarbeler vuruyordu. Sonra beni sırt üstü yatırıp üstüme abandı ve böylesevişmeye başladık. Öperek, yalayarak, dil atarak, ısırarak, emerek omuzlarımdanaşağıya doğru inmeye başladı. Göğüslerimi koparırcasına öpüyor emiyordu. Sakallıyüzünü tüysüz karnıma sürüyor, o kemikli elleriyle kalçalarımı mıncıklıyor,sonra yatağa yüz üstü çevirip onları öpüyor ve ısırıyordu. Sıkça parmaklarınıgöt deliğime sokmaya başlamıştı. Baldırlarımın kılsız bölümlerini öpüyor veısırıklar atıyordu. Ben bazen zevkten çığlıklar attıkça o da beni zevkten çığlıkattıran hareketleri daha hoyratça yapıyordu. Bu hayvansı, güreş gibi sevişmedakikalarca sürdü, bir ara soluk soluğa kaldık soluklanmak üzere durduk. O sırtüstü yatmış ben de başımı göbek altına yaslamıştım. Dikelmiş yarağı dudaklarımın4-5 santimetre uzağında titreyerek duruyordu. Onu yine yavaşca avuçladım aşağıyukarı sıvazlamaya başladım. Yine ağzıma alıp yalamaya, öpmeye ve emmeyebaşladım. Arada taşaklarını da yalıyordum. Yarağı avuçlarımda ve ağzımda ateştenbir kamışa dönüşmüştü. “Artık bu ateşten kamışı içime almak istiyorum” dedim.“Yarağım sana kurban” dedi.Ayağa kalktım tam yarağının üzerinde çömeldim. Göt deliğimi avuçladığımyarağının gerek kendi sütüyle gerekse benim tükürüklerimle iyice ıslanmışkayganlaşmış iri soğanına sürtmeye başladım. Göt deliğim kayganlaşarakaçılıyordu. Ve ben de yavaş yavaş o ateşten şeker kamışının üzerine oturuyordum.Korkunç zorlanıyordum. Yarağı o kadar iriydi ki göt deliğimi acaip zorluyordu.Canım acımaya başlamıştı, ama bu aynı zamanda ilk defa yaşadığım korkunç birduygu ve zevkti. İn kalk in kalk en sonunda bütün yarağı götüme girdi vekalçalarım taşaklarına değdi..”AAAh, müthiş müthiş bir duygu bu, içimdesin” diyebağırdım. O da beni böyle bağırtmanın verdiği gururla kalçalarımı sıkıyor vemıncıklıyordu..Kımıldayınca, “Dur biraz böyle kalalım, seni içimde hissetmek,erkeklik gücünü, o müthiş gücü içimde hissetmek muhteşem bir şey” dedim. O dadurdu. Yarağı dimdik içimdeydi. Sanki ateşten bir demir bedenlerimizi birbirinekenetlemişti ve o demirden korkunç bir enerji bütün bedenime yayılıyordu. Sonrayavaş yavaş kalkıp oturmaya başladım, arada hızlanıyordum . Taşakları götümevurdukça çığlıklar atıyor, ellerim kıllı, kaslı memelerini avuçluyordu. Zamanzaman da eğiliyor dudaklarindan öpüyordum. Birden beni kollarımdan tuttu, „artıkben de hünerlerimi göstereyim istersen” dedi. Ben de „ ne istersen onu yap,senin kölenim, çıldırt beni, uçur beni erkeğim” dedim. Yarağını içimdençıkartmadan, ani bir hareketle beni kucakladı, ters yatırarak üzerime çıktı.Bacaklarımı gögüslerinden boynuna dolamış, taşağını götüme dayamıştı. Sırt üstüyatmış, üzerimde onun ezici ağırlığını, terini hissediyordum. O da yarağını yavaş yavaş sokup çıkarmaya kalçasını kalçamdanuzaklastırıp mesanesini tekrar tekrar kalçama vurmaya başlamıştı: Yarağını götdeliğimden tam çıkarmıyor, soğanına kadar geri çekip tekrar hızla dibine kadarsokuyordu. Ve bu hareketi, o sırada çalan müziğin ritmine uyarak yapıyordu Bazen yavaş yavaş bazen hızlı hızlı. Bazen de dışarı çıktığında duruyor, “senşimdi gör gerçek erkek sokuşunu, Fatih Sultan Mehmet’ìn koçbaşı yıkacak bütünkapıları!” diye nara atıp, içime son derece şiddetle ve hızla girip mesanesinigötüme ezerek çarpıyor, derinden bir „ohh“ çekerek beni kolları arasındasıkıyordu. Ben de müthiş bir acı ve zevkle “erkeğim benim” diye inliyordum.Sonra o müthiş gelgite yeniden başlıyordu.Yine kan ter içince durduk su içip, üzüm yiyip soluklandık. Beni bu sefersedirin ucuna köpek gibi “dört ayak” çömeltti. Arkama geçip önce bacaklarımıaçıp göt deliğimi iyice açığa çıkarttı. Bir eline tükürüp göt deliğimisıvazlarken ikinci bir tükrüğü de diğer eline atıp hafif inmeye yüztutanyarağına sürmeye başladı. Ben öyle çömelmis azmış dişi köpek gibi önündebekliyordum. Sertleşmiş yarağını yine yavaş yavaş içime soktu, sonra tekrarritmik biçimde sokup çıkarmaya başladı. Iri elleriyle kalçlarımı mıncıklıyor,bazen de götüme sert tokatlar atıyordu. Mesanesi kalçalarıma vurdukça, “kısrağımbenim, dıgıdık dıgıdık dıgıdık Viyana önlerine kadar gideceğiz böyle, AkıncıYılmaz Viyanayi zaptedecek sikiyle bu gece” diyordu. Arada elleriyle karnımı vegöğüslerimi okşayarak sıkıyor, beni kendine doğru çekip başımı yana çeviripdudaklarımı da öpüyordu. Aradada beni yüzüstü yatağa yapıştırarak kalçalarımıyükseğe kaldırıp kendi de üstümde şınav çekme pozisyonuna geçip şınav çeker gibio zaman zaman hızlanan zaman zaman yavaşlayan tempoyla içime girip çıkıyordu.Artık bedenim onun bedeninin nerdeyse bir uzantısı haline dönüşmüş, onundireksiyonunda olduğu bir gemi gibi tümüyle onun bedeninin inisyatifinde hareketeder olmuştu. Tam boşalma noktasına gelmişti ki yeniden durduk. Sırt üstü yatıpsoluklandık. Sanki alev almış demirin üzerine soğutmak için su döker, çeliğe suverir gibi, şarap kadehini yüzüne, aralanmış dudaklarına, göğüslerine, göbeğine ve cinsel organlarına yavaş yavaş boşalttım. Sonra o şarap döktüğümyerleri yalamaya başladım. Göğsüne geldiğimde meme uçlarinin neredeyse kadınmeme uçlari gibi irileştiğini hissettim. Onları dilimle yaladım, öptüm. Yeterikadar dinlenmiş olmalıydı ki beni sağ omuzum üzerine yatırdı ve arkama bedenininbütün iriliğiyle yaslandı. Sol bacağımı güçlü eliyle havaya kaldırdı ve o iriyarağını bu sefer böyle yandan alttan göt deliğime soktu. Sonra yine o müthiş„sok çıkar“a başladı. Bu sefer taşakları ve mesanesi kalçalarıma, karnı sırtımavuruyordu, bazen de başımı gerisin geriye kendine doğru sola çevirip, kana kanasu içer gibi dudaklarımdan emerek öpüyordu. Yarağı göt deliğimin dibine, göbeğive göğsü sırtıma vurdukça ben “ahh” o da “ohh “diye inliyordu. “Patla artık içimde patla” diye inledim. “Olur” dedi. Yataktan kalktı CD çalarahızlı ritmli bir afro-rock parça koydu. Buzdolabından bir şişe su getirdi,seviştiğimiz sedirin yanıbaşında şişeyi dudaklarına dayayıp kana kana içerkenben de o hala inmemiş müthis yarağıyla oynuyordum. Sonra şişeyi bana verdi, bende içtim.CD`deki rock parça iyice hızlanmıştı. “Artık Viyana’yı zaptetmenin zamanı geldi”dedi. Beni sırtüstü yatırıp ilk sevişme pozisyonumuzda ayaklarımı boynunadolayıp götümü havalandırdı. Göt deliğimi iri parmaklarıyla açtı, yarağınınsoğanını yavaşca içime soktu, sonra yavaş yavaş yarak köküne kadar içime girdi.Önce yavaş yavaş sonra hızlanan bir tempo ile götüme girip çıkmaya başladı.Giriş çıkış hareketini tümüyle müziğin ritmine uydurmuştu. Ben de yine müziğinritmine uygun tarzda götümü oynatmaya başlamıştım. Zikreden dervişler gibidansederek sikişir olmuştuk. Arada -yarağı göt deliğimin büyük ölçüde dışında-duruyor, “Osmanlı akıncısı fethe geliyor” diye nara atıyor ve ardından daşiddetle geçiriyordu.Karşılıkli “ahh” ve “ohh”larımız iyice birbirine karışmıştı. Sakalları, göğüskılları ter damlacıklarıyla, üzerlerine şebnem düsmüş kara elmas gibiparlıyordu. Artık sokarken “allah allah allah allah” naraları atmayabaşlamıştı. Boynunda , omuz başlarında, pazularında damarları cıkmış, dudaklarıavını parçalayan vahşi bir aslan ağzı gibi aralanmıştı. Zevkten bulutlarınüzerinde uçuyordum sanki. İnleyerek „Gel artık gel. İçimde yanardağ gibi patla,lavların içimi sarsın“ dedim. Aralıksız “allah allah allah allah” çekmeyebaşlayarak bir hızlı tren temposuyla içime girip çıkmaya başlamıştı. Kalçalarımmesanesinin ve baldırlarının vuruşlarıyla hafiften acımaya başlamıştı. Birdenbütün bedeni şiddetli bir zelzele oluyor gibi titremeye başladiı. “Ge-li-yo-rum”diye bağırarak sonderece sert “altın sokuş”la içimde patladığını hissettim. Aynıanda ben de boşaldım. Bütün ağırlığıyla üstüme derin bir “ohhh” çekerek adetaçöktü. Derin bedeni altında eziliyordum. Ama bu ezilme duygusundan dahoşlanmıştım. Bu arada dudaklarıma, boynuma terli tuzlu dudaklarıyla yumuşakbuseler konduruyordu. „Müthiştin sevgilim, bir kadını sikerken bile böyle zevkalmamıştım“ dedi. Ben de „esas sen müthiştin sevgilim, bu sevişmeyi, bu sikişini hayatım boyunca unutamayacağım. Bir erkeğin sikişinin bu kadar haz vericiolacağını düşleyemezdim“ dedim ve övgülerime devam ettim: „Ama bu sendenkaynaklanıyor, müthiş bir erkeksin, has be has, tam bir erkeksin. O dikelmişyarağını ve iri taşaklarını kim görse senin tarafindan sikilmeyi düşler.Dudakların, öpüşlerin de tahrik edici, Ellerin ve parmakların da…“ Erkekliğiniövüşüm hoşuna gitmiş, gururu okşanmıştı, üzerime yığılmış bedeni yenidendirilmeye başladı. Önce göt deliğimde iyice yumuşamış yarağını dışarı çekip sonra yatakta dikeldi.„Duş alıp sonra yatalım, ne dersin“ dedi. “Olur. Ama birlikte duş alalım, seniben yıkayayım“ dedim. „Olur” dedi. Banyoya girdiğimizde ışığı açmadım . Antreninışığı içeri loş bir ışıkla aydınlatıyordu.Duşu açıp altına girdik. “Çömel” dedim önüme çömeldi. Önce saçlarını yıkadımsonra “kalk biraz” dedim. Bedenini önce süngerle sonra elle sabunlamayabaşladım. “Taşakların ve yarağın müthiş onlara doyamıyorum” dedim. Suyla iyiceyıkayıp taşaklarını avuçlayıp yarağını yeniden ağzıma aldım. Yarağı ağzımdahızla irileşip sertleşti ve soğanı nerdeyse gırtlağıma değer oldu. Ellerimlekalçalarına sarılıp başimi öne arkaya hareket ettirerek yarağını emmeyebaşladım.. “Demek yarağımdan çok hoşlandın. Ye yiyebildiğin kadar, değerinibil” dedi. Her ne kadar bu oral sevişme sadece benim isteğimmiş gibi sunsa da oda bundan müthiş zevk aliyordu. Başını arkaya atarak attığı „ohh“ nidalarıolsun, bazen kontrolü iyice kaybedip, kafamı saçlarımdan tutup , am ya da götsikercesine yarağını ağzıma hızla sokup çıkaran bir tempo tutturması olsunkendini ele veriyordu. O ağzıma girip çıkarken üstümüzde de ılık bir su duştakızışmış bedenlerimizi adeta kamçılıyordu. Arada yarağını ağzıma sokup çıkarırken yarağının tümden ağzımdan firladığı daoluyordu. O zaman o iri yarağı öduş suyu altına tutuyordum. O da yarağıylasuratımı dövüyor, yarak ucunu burun deliklerime, kulak deliklerime sokuyor,kulaklarımın arkasına, boynuma ve çömelip meme uçlarıma sürtüyordu. Bu “aravermelerde” o da benim vücudumu yıkıyor, göt deliğime işaret parmağını, bazende iki parmağını birden sokup çıkarıyordu. . Ve sular başımızdan akarken yıllarsonra hasretle buluşmuş iki sevgili gibi ihtirasla yiyişerek öpüşüyorduk. Sonraben “Yeter bu kadar özgürlük” deyip onu duvara yaslayıp yine önünde çömelipyeniden ağzıma alıyordum yarağını. Taşaklarını mıncıklıyor, yarak bitimindekisırılsıklam olmus gür ve sık ormanı andıran kıllarını kokluyordum. Sonra yine oağzımın içindeki gel gitler……Bu çılgınca oral sevişme ne kadar sürdü hatırlamıyorum. Gerek kasıklarındakigerek baldırlarındaki ve yarağındaki damarlar iyice irileşmişti ki „Her anpatlayabilirim haberin olsun. Ağzının içinde mi yoksa dışarda yüzüne doğru mupatlayayım“ diye sordu. Rahatça cevap verebilmek icin yarağını ağzımdançıkarıp, „Yanardağ patlamanı görmek istiyorum, dışarda gel ama yüzüme doğrupatla. Başka bir sevişmemizde ağzımın içinde patlarsın“ dedim. Ve o elimdenbırakmadığım yarağını tekrar ağzıma aldım. O ağzımın içindeki ileri-geri tempoyeniden başladı ve giderek hızlandı. Birden tarzan gibi “aaaaah “ diye naraatarak geri çekildi, yarağını iki eliyle kavradı. O müthiş yarak gerçekten biryanardağ gibi patladı. Nerdeyse ateşten bir bilardo topu gibi irileşmişyarakbasındaki iyice açılmış delikten firlayan beyaz lavlar yüzümü, boynumu vegöğüslerimi yıkadı. Yarağını sımsıkı tutmustu, artçı depremler gibiyarakbaşından arka arkaya 5-6 kez meni geldi. Sonunda meni gelmez oluncayarağını bıraktı. Bunun üzerine yarağının başını yeniden ağzıma aldım. Hafifceemdim. Yüzüm, boynum, ağzım her yanım beyaz beni olmuşt. Beni koltuk altlarımdantutup, duşun altına çekti, yüzümü, boynumu ve göğsümü iyice yıkadı ve son birkez kollarıyla sarmalayarak munis bir tarzda öpmeye başladı. Sanki öperekteşekkür ediyordu. Sonra durdu «Artık yatalım ne dersin? İstersen sevişmeyedevam edebiliriz. Ama sen istersen başka zaman da sevişebiliriz» dedi. „Bu gecebu kadar yeter önce bunu bir hazmedeyim, sen istersen baska bir zaman sevişiriz.Ben isterim esas sen ister misin?“dedim. Birbirimizi kuruladıktan sonra sarmaşdolaş yatak odasına gidip yatağa uzandık. O sırt üstü yattı ben de onun göğsünesarılarak yüzümü dayadım. Bacaklarımız ve kollarımız ise düğüm olmuştu yine. „Rekorun ne? Arka arkaya kaç defa sikebiliyorsun? Aynı anda kaç kişiyisikebiliyorsun“ diye sordum. „Böyle bir deneme yapmadım ama genellikle arkaarkaya iki defa sikiyorum. Almanya’da bir defa dil kursumda bana asılan ikipolonyalı karıyı birlikte eve götürüp ikisini birden siktim“ dedi. „Ama senistersen bu rekorlarımı kırmak isterim, ne dersin“ diye sordu. „Erkek, senisteyeceksin de ben istemeyeceğim ha? Yarağının tadını aldım bir kere, dünyanimetlerini tatmadan bırakmam seni. Bir kere geliyoruz bu dünyaya tadındanhoşlandığımız şeyleri niye bırakalim“ diye cevapladım onu . Böyle konuşurkensızmışız. Sabah onun kıllı göğsünde uyandım. Onu uyandırmadan yataktan çıktım. Yarağı yinedikelmişti. Kendimi tutamayıp eğildim ve yarağına yumuşak bir buse kondurdum.Sonra “erkeğime” güzel bir kahvaltı hazırlamak için mutfağa gittim. Evet sevgili dostlar, biraz uzun oldu ama kendi biseksüelliğimi bana tanıştıranerkekle o ilk sevişmemdeki şevk, heyecan ve zevki sizlere anlatıp sizlerin deduyumsamasını istedim. Bunu başardım mı bilmiyorum.Yımaz Erkek’le ilişkim daha sonra da sürdü. Hala bütün ayrıntılarını anımsadığımsevişmeler yaşadık. Bir keresinde cumartesi akşamı yatağa girdik Pazar geceyarısına kadar bazen birkac saatlik aralarla beni tam 11 kez arka arkaya sikti.Bir keresinde sevgilisiyle geldi, hem sevgilisini birlikte siktik, hem de o beni ve sevgilisini sikti. Bir keresinde de o da ve ben de sevgililerimizlebiraraya gelip dörtlü seviştik. Sevgililerimizi değişerek siktik, sonra oüçümüzü birden sikti. Bir keresinde Türkiye`den erkek kardeşi geldi. Bir kaç kezbeni ikisi birlikte siktiler. Bir yaz tatilinde Türkiye’de Mersin’de yayladakievlerine gittim. O, abisi ve iki küçük erkek kardeşiyle birlikte seviştim. Beniaynı gece sabaha kadar dördü birden birkaç kez sikti. Bir baska yaz tatilinde deyanımızda üç karıyla birlikte yine Mersin’e bu sefer deniz kenarına gittik. Birhafta sonu boyunca, o, üç erkek kardeşi, ben ve beraberimizde getirdiğimiz üçkarı tam bir seks alemi yaptık.